LİTRESİ YAKLAŞIK 10 MİLYON DOLAR
40 melek yatırımcının yer aldığı proje, geçtiğimiz günlerde İngiliz gazete Financial Times'da da geniş bir yer buldu. HABERTÜRK'e konuşan Albila Genel Müdürü Sedef Korkmaz, "Şirket Ortağım Melek yatırımcılık Ağı'nın hayata geçirdiği proje, ağa üye yatırımcıların destekleriyle ilerliyor. Türkiye'mizin değerli işkadını ve işadamlarından oluşan yatırımcılarımız hem maddi hem de uluslararası ilişkileriyle projeye destek oluyorlar" dedi.
"AKREP, YILAN VE KUDUZ ANTİSERUMU İLK HEDEFİMİZ"
Dünyanın en pahalı sıvılarından biri olma özelliği taşıyan akrep zehrinin litresi yaklaşık 10 milyon dolardan satılacak. "Akrep, yılan ve kuduz antiserumu ilk hedefimiz" diyen Sedef Korkmaz, ARGE çalışmalarının devam ettiğini, yeni ürünleri ARGE çalışmalarının neticelerinin belirleyeceğini söyledi.
ÜRETİLEN ANTİSERUMLAR NERELERDE KULLANILACAK?
Üretilen antiserumlar hakkında bilgi veren Korkmaz, "Akrep antiserumu temel olarak zehirli hayvan sokmalarında kullanılıyor. Kuduz antiserumu ise, kuduz vakalarında kuduz aşısı ile birlikte kullanılmaktadır" diye konuştu.
"Konusunda ülkemizde lider, dünyada ise söz sahibi olmayı hedefliyoruz" diyen Korkmaz, ilk ürünün 2019 senesinin sonlarında piyasaya çıkacağını söyledi.
Melek yatırımcılığın önemi hakkında bilgi veren Albila Genel Müdürü Sedef Korkmaz, "2013 yılında yasa ile hayata geçirilen melek yatırımcılık, gençlerimizin fikir ve projelerinin hayata geçirilmesinde büyük rol oynuyor. Melek yatırımcı ağları, girişimciler ile yatırımcıları bir araya getirerek projelerin hayata geçmesinde büyük rol oynar ve ülkemizde yeniliklere öncülük eder" dedi.
Girişimciliğin önemli bir nokta olduğunu kaydeden Korkmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kişiler, inandıkları projelerini ya da fikirlerini melek yatırımcı ağları ile paylaşmalılar. Hem maddi açıdan hem tecrübe ve çevre açısından faydalanmalılar, projelerini güçlü bir şekilde hayata geçirmeliler."
ÜRETİLEN ANTİSERUMLAR NERELERDE KULLANILACAK?
Üretilen antiserumlar hakkında bilgi veren Korkmaz, "Akrep antiserumu temel olarak zehirli hayvan sokmalarında kullanılıyor. Kuduz antiserumu ise, kuduz vakalarında kuduz aşısı ile birlikte kullanılmaktadır" diye konuştu.
"Konusunda ülkemizde lider, dünyada ise söz sahibi olmayı hedefliyoruz" diyen Korkmaz, ilk ürünün 2019 senesinin sonlarında piyasaya çıkacağını söyledi.
Melek yatırımcılığın önemi hakkında bilgi veren Albila Genel Müdürü Sedef Korkmaz, "2013 yılında yasa ile hayata geçirilen melek yatırımcılık, gençlerimizin fikir ve projelerinin hayata geçirilmesinde büyük rol oynuyor. Melek yatırımcı ağları, girişimciler ile yatırımcıları bir araya getirerek projelerin hayata geçmesinde büyük rol oynar ve ülkemizde yeniliklere öncülük eder" dedi.
Girişimciliğin önemli bir nokta olduğunu kaydeden Korkmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kişiler, inandıkları projelerini ya da fikirlerini melek yatırımcı ağları ile paylaşmalılar. Hem maddi açıdan hem tecrübe ve çevre açısından faydalanmalılar, projelerini güçlü bir şekilde hayata geçirmeliler."
"TÜRKİYE'YE DEĞER KATIYOR"
40 melek yatırımcı ile birlikte sanayi-üniversite işbirliği kapsamında Eskilehir Osmangazi Üniversitesi ile imzalanan işbirliği protokolünün ülkemizde örnek bir çalışma olduğunu kaydeden Korkmaz, "Ülkemiz ihtiyaçlarına ek olarak MENA (Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesi) bölgesi ihtiyaçlarına da karşılık verebilecek bir üretim kapasitesine sahibiz. 40 yatırımcımızın katkıları, 30 pırıl pırıl gencimizin azimli çalışmasıyla Türkiye'ye değer katıyor" diye konuştu.
ALBILA ile uzun yıllar akrepleri inceleyen Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Figen Çalışkan'ın yollarının kesişmesi ise ALBILA'nın yurt içi ve yurt dışı araştırmalarında Figen Çalışkan ismini bulmalarıyla gerçekleşmiş...
"AKREP ZEHİRLENMESİ BİRÇOK ÜLKE İÇİN SAĞLIK SORUNU"
Yıllardır akrep ve akrep zehirleriyle ilgili çalışmalar yapan Doç. Dr. Figen Çalışkan, "Akrep zehirleri, diğer deyimle akrep venomları farmakolojik ve fizyolojik özellikleri olan biyoaktif bileşenlerden oluşan kompleks karışımlarıdır. Akrep kaynaklı zehirlenmeler birçok ülke için sağlık sorunudur, tek ve özgün tedavi yaklaşımı da antivenom uygulanmasıdır. Akrep antivenomu için biyoteknolojik yaklaşımlar ARGE aşamasındadır ve günümüz teknolojisinde atların artan miktarda akrep venomu ile immunizasyonu (aşılama) sonucu etkin antivenomlar elde edilmektedir. Venomların öncelikli kullanımı antivenom üretimi kapsamındadır" dedi.
"HALA KEŞFEDİLMEYİ BEKLEYEN MOLEKÜLLER VAR"
Yeryüzünde yaklaşık 2 bin akrep türü olduğunun bilindiğini vurgulayan Doç. Dr. Çalışkan sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir akrebin venomunda bulunan bileşen sayısı dikkate alındığında akrep türlerinde var olması beklenen yaklaşık 170 bin farklı bileşen bulunmaktadır. Bu küçük hesap, bize venom içerisinde hala keşfedilmeyi bekleyen birçok molekül olduğunu gösteriyor. Bu nedenle de, venom içeriği bileşenlerine ayrıştırılmakta ve öldürücü etkisi olmayan bileşenlerin iyiletim etkişi araştırılmaktadır. Dünyada son 30 yıl içerisinde hayvansal peptidlerden hipertansiyon, kronik ağrı, diyabet gibi hastalıkların tedavisinde kullanılan bileşenler elde edilmiştir."
DÜNYA LİTERATÜRÜNE GİRDİ
2012’de Türkiye’nin en zehirli akrep türlerinden Acra3 ve Bu1 adı verilen öldürücü molekülleri belirleyerek dünya literatürüne giren Doç. Dr. Çalışkan, "Bu tür çalışmalarımız da devam ediyor. Ülkemiz akrep türlerini bileşenlerine ayırıyor, molekülleri tanımlıyoruz. Molekülleri anlamamız etkin ve güçlü antivenom tasarımına olanak sağlıyor. Şu an dünya veri bankalarında çalışma ekibimiz tarafından tanımlanmış 12 dizilim biyokimyasal yöntemler ile ortaya çıkarılmıştır. Diğer yandan moleküler yöntemler ile hipotetik olarak aydınlatılmış moleküller de bu veri bankaları ve yayınlarımızla raporlanmıştır" diye konuştu.